O Şah-ı Mazlum’a Acımadın mı?! (Mehmet Demirer)
Haksız kalkan eller kırılacaktır
Kanlı akan fırat durulacaktır
Mazlûm hakkı elbet sorulacaktır
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Hak bâtıla doğru akar mı sandın?
Su kendi bendini yıkar mı sandın?
Gül, Hak’tan ayrılsa, kokar mı sandın?
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Haccı yarı kesti, kıyâma geldi
Lütfetti İmâm’ım rüyâma geldi
Çatlatmayın beni, burama geldi
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Kan gölü eyledin Yezit orayı
Ne çok seviyorsun mülkü parayı!
Başına yıkılır zâlim sarayı
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Hüseyin topladı Şialarını
Terk edip geldiler yuvalarını
Yaptılar son defa duâlarını
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
İmâm sesleniyor: “Dileyen gitsin
Gitmeyenler kalsın, bu zillet bitsin..”
İte haksızlıktır, desem bir itsin
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Mekke’den Kûfe’ye göç katar katar
Hüseyin canını Allah’a satar
Bir insan olamaz bu kadar beter
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Kerbelâ çölünde İmâm’ın nâ’şı
Onun için döker ümmet göz yaşı
Yezitlerin ancak zulümdür işi
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Mehmet, görmez oldu hakkı gözleri
Esir oldu Peygamber’in kızları
Soldu susuzluktan o gül yüzleri
O Şâh-ı Mazlûm’a acımadın mı?
Mehmet Demirer