AleviSesi

Alevilik, Hz. Ali (a.s)'ın yolundan gitmektir.

Alevi Bilgileri

Kaynak Sorunu

Her fikrin bir doğuş kaynağı yada yayılış merkezi vardır. Fikirler doğdukları kaynaktan çeşitli haberleşme araçlarıyla dünya’ya yayılırlar. Eski çağlarda bilimsel ve teknik gelişmeler olmadığı için haberler insan ilişkileri vasıtasıyla kulaktan kulağa yada fermanlarla diğer bölgelere ulaştırılırdı. Günümüzde ise herhangi bir olayı anında dünyanın diğer bölgelerine ulaştıracak araçlar bulunmaktadır.

Oniki  İmamların yaşadığı çağlarda haberleşme olanakları son derece kısıtlıydı ve onların söyledikleri hadisler ve yaptıkları eylemler onların yanında bulunan güvenilir dostları vasıtasıyla çevreye yayılıyordu, Bu ise uzaklığı göre zaman alıyordu. Yine Anadolu’da Selçuklu ve Osmanlı’nın hüküm sürdüğü dönemlerde de aynı şekilde haberleşme araçlarının yokluğu nedeniyle fikirler kulaktan kulağa yayılıyordu. Hatta bazı şeyler el yazmaları halinde yazılsalar dahi okuma yazma oranının çok düşük olması nedeniyle bu yazmalardan çok az kişi faydalanabiliyordu. Üstelik bütün bunlara haberleşmeyi sağlayan şahısların para, şöhret ve makam düşkünlükleri nedeniyle söyledikleri yalan haberlerde eklenirse o çağlarda fikirlerin doğuş kaynaklarından uzak olan şahısların içerisinde bulundukları çaresizlik daha iyi anlaşılır. İşte bütün bu çeıçeveler düşüşnüldüğünde Oniki İmam olayına ve Bektaşilik olayına daha sağlıklı bakabiliriz. Oniki İmamlarımız buğünkü arap yarımadasında yaşamışlar ve gerek kendi görüşlerini ve gerekse aynı bölgede yaşamış olan Peygamberimizin görüşlerini o bölgelerden dünya’ya yaymaya çalışmışlardır. O zamanlar gazete, radyo, okuma, yazma sorunu olduğu içinde onların fikirliri uzak bölgelere yayılmış ve bu yayılmada sağlıklı olamamıştır. Anadolu’da yaşayan insanlar çok uzun zamanlar bu haberleri alamamış ve fikirsel olarakta beslenememişlerdir. Hatta Anadolu’daki  müslümanlar müslüman olmakla birlikte müslümanlığın ne olduğunu dahi 14.ve 15.yüzyıldan sonraları yavaş yavaş öğrenmeye başlamışlardı.O dönemin okuma-yazma bilen yada göçlerle ortadoğuyu gezen nadir sayıdaki şahıslar dışındaki halk müslümanlık konusunda Allah, Peygamber, Ahiret gibi çok az sayıdaki temel konu dışındaki konular hakkında hiçbirşey bilmiyorlardı. Bildikleri de zaten sağlıklı değildi. Kendi aralarına gelen ve bazı şeyleri bilen insanlara dahi bu yüzden  Peygamber gözüyle bakıyorlar, bu kişiye mucizeler yüklüyorlar,  bunları kutsal kişiler kabul ediyorlardı. Rum erenleri, horasan erenleri dedikleri kişilerde işte bu türden kişilerdi.

Doğal olarakta arap yarımadasında yaşayan Oniki İmamların fikirleri Anadolu’ya ulaşamadı, ulaşanlarda eksik ve yanllış ulaştı ve Anadolu bu fikirlerden mahrum kaldı. Oysa aynı  Anadolu’ya 15. Yüzyıldan itibaren sünni islami anlayışın fikirleri ulaşmış ve sünni anlayışın kaynakları  sünnileşmenin bir sonucu olarak Anadolu’ya getirilmiş, sünni kaynaklar Osmanlıca’ya çevrilmiş yada Arapça bilen din adamları vasıtasıyla halka aktarılmıştı. Bu durumda matbaanın kullanım süreci çerçevesinde günümüze kadar gelmiş ve sünni kaynakların hemen hemen tamamı Anadolu’ya  aktarılmıştır. Bugün sünni islamın hangi temel kaynağı araştırılırsa araştırılsın onun Türkçe’sini bulmak, okumak ve öğrenmek mümkündür.

OYSA  Oniki İmam kaynakları ne Osmanlıca’ya nede Türkçe’ye  çevrilmemiştir, bunun en büyük nedeni de Anadolu’nun sünni islami anlayışı Osmanlı vasıtasıyla resmi anlayış olarak kabul etmiş olmasıdır. Yine aynı durum Cumhuriyet döneminde de devam etmiş ve bütün dinsel kuruluşlar ve okullar bazında insanlara hep sünni islami anlayış sunulmuştur.

İşte bu ve benzer nedenlerden dolayıda Anadolu’da yaşayan insanlar Oniki İmamlar hakkında çok az miktarda birşeyler öğrenmişlerdir. Oniki İmamların nasıl yaşadıkları,  ne yaptıkları, Kur-an’la ilgili bağları islami anlayışları günümüzde dahi bilinememektedir. İŞTE KENDİSİNİ ALEVİ KABUL EDEN KİŞİLERİN ALEVİLİKLE İLGİLİ BİLGİLERİNİN OLAMAYIŞININ TEMEL NEDENİ BU HABERLEŞME UÇURUMUDUR. Alevilerin arap yarımadasıyla bağlarının kesilmiş olması sünnileştirme ve sindirme politikası, Anadolu’nun ortalarına Alevilerin  hapsedilmiş olması Alevi toplumunu bilgi yönünden mahrum bırakmıştır.

Örneğin Oniki İmamların bilgileriyle dolu olan temel hadis kitaplarından Tehzib, İstibsar, Kafi, Menla Yahzuruhul-Fakıyh bile Anadolu’da yaşayan Alevilerci bilinememiştir. İmam Zeynel Abidin’in Sahife’i Seccadiye’si,  Risalet Hukuk’u okunamamıştır. İmam Cafer Sadık’ın Tevdil’ül mufaddalıyla ilgili bilgi bulunamamıştır. Yine önemli Oniki İmam kaynaklarından Mefatihul Cinan, Tefsir’ul-Mizan Alevilierce bilinememiştir. Hatta çok ilginçtir içerisinde Oniki İmamlarla  ilgili birçok hadisin toplandığı 110 ciltlik Bihar-ul Envar’dan dahi bugün Anadolu’da yaşayan Alevilerin hiçbir haberi yoktur.

İşte bütün bunların yerine  Oniki İmamlarla ilgileri olmayan Bektaşi kaynakları Alevi toplumuna sunulmuş ve Alevi toplumu bilgi yönünden zehirlenmiş, Oniki İmam yolundan geri bırakılmıştır. Bektaşi dede ve babalarının anlattığı masalların yazılı olduğu Vilayetnamenin Oniki İmamlarla hiçbir ilgisi yokken, yine içerisindeki bilgilerin Cafer Sadık’la hiçbir ilgisi olmayan ve yalanlardan ibaret olan çeşitli kitaplar BUYRUK diye Anadolu’da ki Alevilere yutturulmaya çalışılmıştır. Hurufi, batıni, tasavvufi birçok eser Alevilere kaynak diye sinsici sunulmuştur. Sonuçta da Alevi toplumu Oniki İmam yolundan uzaklaştırılmıştır. Şimdi bu gerçekler yavaş yavaş farkedilmeye başlandığı içinde biz “Anadolu Alevisiyiz” onlarsa “Şİİ” dir diyerek Alevi toplumu yeniden kandırılmaya ve öz kaynaklarından koparılmaya yada o kaynakları bulamamaya mahkum edilmek istenmektedir.

HALBUKİ  fikirlerini öğrenmek istediğimiz bir insanı yaşadığı bölgede araştırmak ve o bölgenin kaynaklarının anlattıklarına göre tanımak ve o bölgenin kaynaklarının anlattıklarına göre tanımak gerekir. Bu nedenlede eğer bizler Oniki İmamları gerçekten tanımak istiyorsak onların yaşadığı yer olan arap yarımadasındaki arapça ve farsça olan kaynaklara yada bilgilere yönelmek  zorundayız.Eğer doğru kaynaklardan doğru bilgiler alabilirsek bize yutturulmaya çalışılan sahte kaynaklarıda daha rahat tesbit edebiliriz. Oniki İmamların kökeni ve kaynağı arap yarımadasıdır.  Bektaşilik ise Anadolu’da doğmuştur. O halde Bektaşiliğin içerisende Aleviliği aramak daha  ilk baştan kendimizi karanlıklara ve yanlışlara mahkum etmek demektir.

ÖZETLEMEK GEREKİRSE;

… MÜSLÜMANLIK ARAP YARIMADASINDA DOĞMUŞ, PEYGAMBERİMİZ VE ONİKİ İMAMLARIMIZ BU BÖLGELERDE YAŞAMIŞLARDIR. ONLARIN BİLGİLERİ ARAP YARIMASINDAN DÜNYA’YA  YAYILMIŞTIR.

… 15. VE 16. YÜZYILA KADAR HABERLEŞME İMKANSIZLIKLARI NEDENİYLE İSLAMİ ANLAYIŞ ANADOLU’YA GEREKTİĞİ GİBİ YAYILAMAMIŞTIR. BU TARİHLERDEN SONRA İSE OSMANLI SALTANATI SÜNNİ İSLAMİ ANLAYIŞI BENİMSEDİĞİ İÇİN SÜNNİ ANALAYIŞIN ARAP YARIMADASINDAKİ BÜTÜN TEMEL KAYNAKLARI ANADOLU’YA TAŞINMIŞ, YAYILMIŞ VE GÜNÜMÜZE KADAR GELMİŞTİR.

… ONİKİ İMAMLARIN ARAP YARIMADASINDAKİ TEMEL KAYNAKLARI İSE OKUR-YAZAR ORANINDAKİ DÜŞÜKLÜK, OSMANLI’NIN BASKI VE SİNDİRME POLİTİKASI, SÜNNİLEŞTİRME POLİTİKASI, ALEVİLERİN ORTADOĞU’YLA TİCARİ İLİŞKİLERİNİN KISITLILIĞI DOĞU BÖLGESİNİN ULAŞIM İMKANSIZLIĞI VE SİYASİ İSTİKRARSIZLIĞI GİBİ  TEMEL NEDENLERDEN  ANADOLU’YA GELEMEMİŞ  VE BU NEDENLEDE ANADOLU’DA YAŞAYAN ALEVİ HALK KENDİ ONİKİ İMAM KAYNAKLARINI ÖĞRENEMEMİŞ HABERDAR OLAMAMIŞ VE ONİKİ İMİMLARIDA GEREKTİĞİ GİBİ TANIYAMAMIŞTIR. DOĞAL  OLARAKTA ANADOLU DIŞINDA YAŞAYAN ALEVİLERDEN FİKİRSEL OLARAK BESLENEMEDİĞİ İÇİNDE FİKİRSEL OLARAK KOPMA NOKTASINA  GELMİŞTİR. BÜTÜN BUNLARIN YANISIRADA ÖZ KAYNAĞI ANADOLU OLAN BEKTAŞİLİĞİN ONİKİ İMAMLARLA HİÇBİR İLGİLERİNİN BULUNMADIĞI SAHTE KAYNAKLARI ALEVİ TOPLUMUNA YUTTURULMAYA ÇALIŞILMIŞ VE HALENDE ÇALIŞILMAKTADIR.

KISACA ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ:

ALEVİLİĞİ YADA ONİKİ İMAMLARI ÖĞRENMEK İSTEYEN HERKES ARAP YARIMADASI KÖKENLİ TEMELİ ARAPÇA VE FARSÇA OLAN TEMEL VE SAHİH KAYNAKLARA YÖNELMEK ZORUNDADIR.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.