İstanbul Olayları

Alevilerin yoğun olarak yaşadıkları bir mahalle silahlarla tarandı ve akabinde birçok kişinin ölümüyle meydana gelen olaylar yaşandı. Olaylar üzerine birçok tahliller yapıldı. Birçok nokta ortaklaşa tesbit edildi. Olayın karanlık amaçlı kişilerin, emperyalistlerin ve işbirlikcilerin işi olduğu konusunda herkes anlaştı. POLİSİN ve dolayısıyla da devletin görevini gerektiği gibi yerine getiremediği de görüldü.

Olayların  akabinde bütün bir ülke halkı uyanık davranarak oyuna gelmedi ve olaylar zalimlerin isteği gibi büyümeden önlendi ya da soğudu. Biz de  kısaca birkaç noktaya değinmek istiyoruz.

… Bu ve buna benzer olaylar gelecekte de devam edecektir. Ne zaman, nerede ve nasıl olacağını elbette bilemiyoruz ama bu karanlık amaçlı adamların bu tür eylemleri sürdüreceklerini biliyoruz. Tahrik ve provakasyonlar Alevi halkına yönelebileceği gibi Başbağlarda olduğu gibi Sünni halkına da yönelebilir. Uyanık, dikkatli, soğukkanlı, sabırlı ve sakin olmak zorundayız. Onların istediklerinin aksine Alevi ve Sünni müslümanlar birbirlerine daha fazla kenetlenmelidirler. Aksi halde gerilimli ortamlar, ayrılıkcı ortamlar doğar ve bu da o adamların işlerine yarar.

… 80 Öncesi olaylarda en çok Aleviler zarar görmüş ve kullanılmıştır. O dönemin anılarını genç kuşaklara aktaramadığımız İstanbul olaylarıyla da  görülmüştür. Olaylarda ön saflarda yer alan gençler 80 öncesi olaylar zamanında küçük çocuktular ve dolayısıyla da bu olaylardaki deneyimsizlikleri nedeniyle de bolca kullanıldılar. Ölenlerin çoğu da bu gençlerden olmuştur. Şimdi bize düşen bir baba, bir anne olarak, öğretmen, abi ve abla olarak bugünkü gençlere 80 öncesi yaşadıklarımızın deneyimlerini anlatmaktır. Bugünkü gençlerimizi uyarmak zorundayız. Aksi halde yine ağlayan biz olacağız.

… İstanbul olayları Alevilerin dinsizler tarafından nasıl kullanıldığını da göstermiştir. Oniki İmamları tanımayan, onların ilkelerine inanmayan bektaşilerin ve ateistlerin Alevi halkına nasıl bir gelecek vaadettiklerini birkez daha ortaya koymuştur. Alevi halkı bu tür insanları içlerinden uzaklaştırmadıkları sürece hep zarar görecektir. Bizim DİNSİZLERLE HİÇBİR BAĞIMIZ OLAMAZ. Biz Ehl-i Beyt’in dostuna dost, düşmanına düşmanız.

… İstanbul olayları aynı zamanda cemevlerininde ateistler, dinsizler tarafından nasıl kullanıldığını da ortaya koymuştur. Oniki imam yolunda yeri olmayan bu cemevlerini yapmak için neden ateistlerin ve bektaşilerin bu kadar çok çaba harcadıkları da herhalde anlaşılmıştır. Onların amacı cemevleriyle Alevi halkını kullanmak, oyalamak ve uyutmaktır. Oniki İmam yolunda cemevi diye bir merkezi yapılanma yoktur. Alevilerin merkezi yapılanmaları ancak ve ancak kendi yönettikleri ve Caferi mezhebini uyguladıkları Camilerle mümkündür. Bunun ötesi boşa vakit harcamak, oyalanmak ve kullanılmaktır.

… Herşeyden önemlisi İstanbul olayları bir iki ölüm olayıyla atlatılabilecekken, Alevileri tahrik eden dinsizler ve onlara cevap veren kötü niyetli kişiler yüzünden birçok kişinin ölümüyle ve milyarlarca liralık maddi zararla atlatılmıştır. Bu nedenle artık aklımızı başımıza almalıyız. Bu tür ortamlarda tahriklere kapılmayıp, soğukkanlı, sakin tavırlar geliştirmeliyiz. Dinsizlerin ve ateistlerin oyunlarına düşmemeliyiz. Daha da önemlisi Alevi halkının polisle, askerle çatışmasını önlemeliyiz. Adı ister gösteri isterse protesto yürüyüşü olsun ister izinli ister izinsiz düzenlensin ateist, dinsiz ve bektaşilerin bu tür oyunlarına gelmeyelim ve o tür toplumlarda bulunmayalım, çocuklarımızın ve dostlarımızın bu tür topluluklarda bulunmasını önleyelim, ALEVİ HALKINI BU TÜR ORTAMLARDAN UZAK TUTALIM. BÜTÜN BUNLARI YAPAMAZSAK BİLE BİZLER BU TÜR ORTAMLARDAN UZAK DURARAK EVLERİMİZDEN ÇIKMAYALIM.

Göreceksiniz ki eğer Alevi halkı bu tür oyanlara karışmazsa bu tür oyunları oynayanlar sipsivrii açıkta kalacak ve kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşecektir. Bir Oniki İmam dostunun bir tek parmağı bile bizler için ÇOK KIYMETLİ VE PAHALIDIR, ve bu parmak dinsizler, ateistler, bektaşiler ve bilmem kimler için ortaya konulamaz, UCUTLATILAMAZ.

Bu pisliklerin yaptıkları savaş biz Alevilerin savaşı değildir. BİZLER NE ONLARIN NE DE BAŞKALARININ PİYONLARI DEĞİLİZ.