AleviSesi

Alevilik, Hz. Ali (a.s)'ın yolundan gitmektir.

E-mail Arşivi

Eleştirilere Yanıtlar

1-HA ŞAH HA PADİŞAH NE FARK EDER?

Sitemizi takip eden Sünni arkadaşlar Osmanlı padişahlarına ve Osmanlı düzenine yaptığımız
eleştirilere hassasiyet gösteriyor ve bazıları aynı dozda Şah İsmaili eleştirerek güya bize karşılık veriyorlar. Yeterince anlaşılamadığımızı düşünüyoruz. Arkadaşlar eğer bizler saltanat düzenlerine karşıysak ve bunu İslami bulmuyorsak; başka bir deyişle İslamiyette saltanat düzeni yoksa ki yoktur o halde ha şah ha padişah ne fark eder? Ha Osmanlı ha Safevi  ne değişir? Şimdi sünniysek Sünniliği saltanatı yada iktidarı için kullanan Osmanlıya sempatik mi bakacağız? Yada Şiiliği-Aleviliği saltanatı için kullanan safeviye hayranlık mı besleyeceğiz? Böyle bir durum  Müslüman bir aydın için tutarlı olur mu? Tutarlı olmak zorunda değilmiyiz? Eğer Osmanlı padişah yada Safevi şahları söz konusu olacaksa bunun ancak sosyolojik yada bilimsel tesbitler –analizler yada incelemeler için konu yapılması söz konusudur. Al birini vur ötekine –eğer bizler Osmanlı padişahlarını eleştiriyor ve safeviye deyinmiyorsak bu yaşadığımız Anadolu topraklarında günümüz açısından safevinin etkisinin yada yansımasının olmayışındandır. Anadoluda günümüzde safevi etkisi olmadığı için bunu gereksiz görüyoruz ve bunu bir tercih meselesi yaptığımız zannedilmesin zira ha şah ha padişah ne fark eder? Bu noktada herkesi tutarlı olmaya davet ediyoruz. Takvanın içinde tutarlılıkta vardır. Ama ne yazık ki ihmal ediliyor.

2-HİÇ KİMSEYİ EHLİ BEYTİN ÖNÜNE GEÇİRMEYİN.

Yine sitemizi takip eden ve kendisini alevi olarak tanımlayan  bazı okuyucularımız sitemizde  Hacı Bektaşa, M.Kemale  vs vs yer verilmediği Hatta Hacı Bektaşa saygısızlık yapıldığı konusunda eleştiriler yöneltmektedirler. Oysa ki bizim temel amacımız Aleviliği tanıtmaktır, Ehli Beyti tanıtmaktır, Oniki İmamların teori ve pratiklerini tanıtmaktır. Bu anlamda bahsi geçen insanlara haksızlık yapmamız söz konusu olamaz çünkü bu çizgide onların anılmasına ihtiyaç yoktur. Dahası kim kimi severse sevsin kimseye ve sevdiğine lafımız olamaz hatta saygıda duyarız ancak bizim temel prensibimiz kimsenin Ehli Beytin önüne geçirilmemesidir. Oniki İmamların çizgisini anlatma yada aktarma konusunda Oniki İmamların kendileri verdikleri bilgiler yeterli değimlidir ki başkalarına ihtiyaç duyalım? Ayrıca Hacı Bektaşın Sünni tasavvufcu kimliği apaçık ortadayken ona ne ihtiyacımız olabilir ki? Oniki İmamlardan öğrenemediğimiz ne var ki başkalarına ihtiyaç duyalım? Dahası  ahiret aleminde bize şefaat edecek kurtarıcıları bırakıp ta kendileri şefaate muhtaç insanlardan mı medet umacağız? Bazı insanlar dünyevi kurtarıcı olabilir ama UNUTMAYIN Kİ bu dünya geçicidir ve biz asıl sonsuz alemde kurtarılmaya muhtacız.


3-BALİNA-KÖPEKBALIĞI –PİRANHA

Mevcut AKP iktidarını eleştirmediğimiz, güncel politikayı ihmal ettiğimiz eleştirileri de yapılıyor. Genel anlamda bu eleştirileri haklı buluyoruz, ancak bizler önceliği tarihi çelişkilerin çözümüne verdiğimiz ve bu tür konuları özelde değerlendirdiğimiz için bu konuda mazur görülmeliyiz. 2004 yılında büyüme hızı %10 yaklaştı çini bile geçtik palavralarıyla avunmadığımız bilinmelidir. Son 10 yılda ekonomimiz o kadar daraldı ve küçüldü ki, küçücük bir kıpırdamayla bile bu oranın yakalanması mümkündür ve büyütülecek bir yanı da yoktur. Bunun geçici ve anlık olduğunu ilerleyen yıllarda göreceğiz. Dahası bu kadar büyümüş cari açık miktarı yada borç batağı içindeyken, ekonomi tamamen İMF nin tekeline bırakılmışken, sosyal haklar sürekli halk aleyhine daraltılmaktayken, her alanda tekeller ve besledikleri mafya şebekeleri cirit atmaktayken, işsizlik ve geçim sıkıntısını artık orta direğin üstü bile yaşamaktayken TV lerde boy gösteren illizyonistlere mi aldanacağız? İflas eden dış politikadan ve kısır çekişmelerle boğulan iç politikadan hiç bahsetmeye bile gerek yok. Bizler Türkiyenin 1983 ten 1991 e kadar balinaya benzettiğimiz  iktidarlar tarafından, yine 1991 den 2001’e kadar köpekbalığına benzettiğimiz iktidarlar yada koalisyonlar tarafından sömürüldüğünü hep söyledik. Son üç yıldır Türkiye Piranha tarafından kemirilmektedir. Etrafınıza bakın yada bulunduğunuz çevrede gözlemler yapın birçok piranhanın her yeri ve her şeyi kemirdiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Öncekiler büyük parçalarla götürüyordu şimdikiler ise küçük parçalarla ama daha yaygın ve daha sürekli götürüyorlar. Hangi iktidarın hangi yöntemi kullandığını da sizlere bırakıyoruz ama tesbit zor olmasa gerek.
Bu görüşlerimizi herkes biliyor ve özelde de birçok dost ile yada dertleşen insanlarla paylaşıyoruz. Ama sanıyoruz ki bunları genelde de paylaşmamız gerekiyor.


4-DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KURUM OLARAK NEGATİF ENERJİ YAYMAKTADIR.

Bazı din görevlileri yada memurları kendilerini savunma anlamında biz Alevilerin sorunlarını kendi kurumları diyanete bağlamaktalar. Gerçi bizim sorunlarımız daha üst düzeydedir ama Kısmen hak vermemekte mümkün değil. Daha Hz.Alinin çizgisini net olarak ifade edemeyen, Caferi mezhebinin adını bile ağzına alamayan ve halen tüm Müslümanları temsil ettikleri palavrasına ve de  Aliyi sevmek Alevilikse bizde aleviyiz demogojisine sığınan bir kurumdan ne beklenebilir ki? Zaten bir şeyde beklemiyoruz ki, eleştirelim. Bizden uzak olsunlar yeterlidir.

5-VATANIMIZ İÇİN HERŞEYİMİZ FEDADIR. ANCAK!

Bayrak, vatan, millet konularında zayıf olduğumuza yönelik eleştirilerde geliyor. Herkes bilsin ve çok açık söylüyor ve yazıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları bizim vatanımızdır. Vatan her dinde ve her anlayışta herkes için kutsaldır. Şayet vatan toprakları bir saldırıya maruz kalırsa tabi ki bizlerde üzerimize düşeni yaparız. Bizler sevmediğimiz Osmanlı döneminde bile vatanın savunması için Osmanlı paşalarıyla birlikte savaşmış bir neslin devamıyız. Bizler Milli mücadele döneminde yine Osmanlı paşalarıyla birlikte vatanın müdafasında birçok şehit verdik. Bu topraklar vatanımızdır bizim atalarımız burada yaşadılar mezarları bu topraklardadır ve biz ve bizlerin soyları da inşallah bu topraklarda yaşayacaktır. Bizlerin bu topraklarda Ehli Beyt camileri vardır ve bu toprakları korumak ve kollamak bizim içinde farzdır. Ama şurası iyice bilinmelidir ki bizlerin bu noktadaki düşüncesinde Millet, Türklük, ayyıldız yada hilal gibi semboller  yoktur. Bizim savaşımız bu semboller için yada paşalar için yada sermayedarlar için değil vatan içindir ve bizim vatan anlayışımız sembollere değil ifade ettiğimiz din ve aile bağlarına dayanmaktadır. Bizim atalarımız çanakkalede yada anadolunun  çeşitli mevzilerinde hilafet yada  saltanat yada üç hilal yada paşaların rütbesi için değil dinlerini ve ailelerini ve de mazlum insanları korumak için savaşmış şehit olmuştur. Gerektiğinde bizlerde göreve hazırız ama niyet farkımız iyi bilinmelidir. Daha açık anlaşılması için bir örnek verirsek; diyelim ki Hollanda da yaşıyoruz ve orada ailemiz ve Ehli Beyt camimiz var ve özgürce yaşıyor ve ibadet ediyoruz ve bir emperyal komşu hollandaya saldırdı, bizler de Hollandalılarla birlikte yaşadığımız toprakları savunuruz bu farzdır. Oradaki hiristiyanlarla birlikte o toprakları savunuruz çünkü ailemiz oradadır ve camimiz oradadır. Mazlumiyet vardır ve her müslümana mazluma yardım farzdır. Kaldı ki ülkemiz Müslüman halkın olduğu bir ülkedir. Anlaşıldığını sanıyoruz. Milliyetçi saiklerle bizi eleştirenler bilsin ki Aynı saikle değilse de aynı cephede onlarla birlikte gerektiğinde şehadete koşarız.


6-ONLAR ALEVİ DEĞİL; NE OLDUKLARI DA BELLİ DEĞİL.

Özellikle yurt dışında palazlandırılmaya çalışılan ve ülkemizde de medyanın büyük çabalarıyla dillendirilen bir şeyler var. Gün geçmiyor ki birileri ortaya çıkıyor ve saçma sapan fikirleri Alevilik adına savunuyor. Aleviliği Hz.Alinin yada Oniki İmamların fikirleri dışında anlatmaya izah etmeye çalışıyor. Hatta kültürel bir yapılanma olduğu küçük akıllı birisinin bile saptayabileceği cemevlerini ibadethane diye sunacak kadar şaşırmış insanlar türedi görüyor duyuyoruz. Daha garibi her nedense (Tabi biz nedenini biliyoruz) yazılı ve görsel medya Alevilik konusunda hep aynı insanları hep aynı tekerlemeleriyle öne çıkarıyor. Bazı okuyucularımız bu insanları açık açık teşhir etmemizi istiyor. Klasikleşmiş bir söz var ’Balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek’ işte biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki bu tür insanlar hep olacak ve bunlar bataklıktaki sivrisineklerdir ve biz bataklıkla uğraşıyoruz. Eğer bizler Aleviliği Hz.Alinin fikirleri ve pratikleri çerçevesinde öğretmeyi-aktarmayı başabilirsek ki inşallah başaracağız bu tür insanların maskeleri daha çabuk düşecektir. Hz.Ali’nin dediği gibi “Hakkı öğrenirsek Hak ehli de batıl ehlide apaçık ortaya çıkacaktır.” Bu sadece bilgi ve zaman sorunudur biraz çaba harcamak ve sabretmek gerekir.

7-ATALARIMIZIN YOLU BİZİ KURTARMAZ.

Kendisini alevi kabul eden bazı okuyucular sürekli olarak bizi atalarının yoluna ihanetle suçluyorlar. Bizi daha doğrusu tarihin akışını hiç anlamadıkları çok açık. Bizler Hak taraftarı olmakla hakkı bulmakla sorumluyuz. Bizler Son Resulün, Birinci İmamın ve sonuncu imamın yoluna uymakla sorumluyuz. Bize ne ataların yolundan bize mahşerde ataların yolu değil Ehli Beytin yolu sorulacaktır. Bu nedenle ataların saz,cem, semah, dede vs gibi kültürel çizgilerini umursamıyoruz. Hatta düşünün YA ATALARINIZ YANILMIŞSA ?

Ataların iyi yanları özellikleri tabi ki vardı, tabi ki doğru atasözleri de vardı. AMA ŞİMDİ Hz.Ali çizgisinde olmadığını bile bile cem yapıp semah mı dönelim, soylarının  nereye çıktığı bilimsel ve ciddi belgelerle kanıtlanamayan nice cahil adama dede diyorlar diye kutsayalım mı? sazın kültürel bir alet olduğunu bile bile saz çalıp semah dönerek ibadet mi yapalım? Atalarımızsa atalarımız ama neden yanlışlarına sahip çıkalım ki?

8-BEKTAŞİLER BİZDEN UZAK OLSUN YETER

Açık yazdık dahası kanıtladık ki Bektaşilik Osmanlının kurduğu, örgütlediği bir tarikattır. Dahası Osmanlı bu dergahı anadoluyu denetlemek ve Sünnileştirmek için de kullanmıştır. Kendileri Bektaşi olan padişah ve üst düzey yöneticileri bellidir, hatta Osmanlını alevi katliamlarında en çok görev alan ordusu yeniçerilerde Bektaşiliğe bağlı kabul ediliyordu. Ancak bazı sosyolojik sebeplerle Aleviler de bu dergaha sığınmak zorunda kalmıştır ve bu durum zamanla istismar edilerek Alevilerin buradan da yönetilmesine sebep olmuştur. Şimdilerde biri sebatayist kökenli masonik grup ile Sünni kökenli diyanetci iki Bektaşi grubunun halife dedebaba seçimi kavgasına düştüğü bir tarikatten bize ne? Alevi ve Bektaşi kelimelerini birlikte kullanan cahillerin uyanacağı günleri sabırla bekliyoruz.


9-SÜNNİLER MÜSLÜMAN KARDEŞİMİZDİR: ANCAK!

Hep söylüyor hep yazıyoruz Sünni Müslümanlar bizim din kardeşimizdir, vahdet kardeşimizdir. Dünya da uluslar arası yada dinler arası dialogların savunulduğu günümüzde Müslümanların enerjilerini birbirleriyle dalaşmaya harcamaları anlamsız ve vakit kaybıdır, güç kaybıdır. Ama neden halen Alevi yada Caferi olgusu kamufle edilmeye çalışılıyor? Neden Sünnileştirme çabalarından vazgeçilmiyor? Neden Sünni Müslümanlar yönetimindeki görsel ve yazılı basın organları bize kapılarını kapatıyor da İslam dışı unsur yada söylevleri baş tacı yapıyor? Neden? Neden? Neden? Peki bu durumda bizimde kendimizi savunmamız doğal değil mi? Bu durumda olumlu eleştiriler yapmamız Müslüman kardeşlik görevimiz değil mi?
Biz kardeşlik adabı neyse onu yapmaya çalışıyoruz. Kimsenin kalbini kırmak yada sevdiğine dil uzatmak gibi bir amacımız yok. Sadece doğruların yayılmasını diliyor ve istiyoruz. Doğrularda birleşmeyi dilemek yada istemek vahdet kardeşliğine zarar verir mi? İnsanın kardeşini pozitif yada olumlu yönde eleştirmesi ve kardeşini doğru yol üzerinde buluşmaya çağırması kardeşlik adabındandır ve biz bunu yapmaya çalışıyoruz.


10-MİLLİYETÇİLİĞİN HER TÜRÜ İNSANLARI BÖLER.

Milliyetçilik özü itibarıyla insanları birbirinden uzaklaştırır, böler, birbirine düşürür. Eskilerdeki kavmiyetçilik Fransız ihtilali etkisiyle ideolojik bir yapı kazanmış ve dünya insanlarını birbirinden koparmış uzaklaştırmıştır.

Öyle ki aynı ülkenin insanları dahi birbirine düşman edilmiştir.Yüzyıllarca kardeşçe yaşayan insanlar milliyetçilik yüzünden birbirini kırmıştır. Kızıldereli katliamları, Moğol saldırıları, nazi kampları, romanın, bizansın ve Osmanlının parçalanması hep bu yüzdendir. Düşünün ki Resulü Ekrem öldüğünde bile hilafet kavgasında kavmiyetçilik te damgasını vurmuştur. Yıllarca bir arada yaşayan rum ermeni kürt ve türk birbirine düşman yapılmıştır. Oysa hiçbir insan soyunu seçemediği gibi mahşerde de bu noktada sorumlu tutulmayacaktır. Dahası üstünlüğün TAKVA ile olduğu da açık açık belirtilmiştir. İslamiyette övünmek, büyüklenmek yada böbürlenmek günahtır. AMA BUNA RAĞMEN; İnsanın soyu yada sopu yada kavmiyle övünmesi mutlaka gerekiyorsa kişiler buna mutlaka ihtiyaç duyuyorsa EN AZINDAN AHLAKLILIĞIYLA ÖVÜNMELİDİR.

Şimdi soruyorum: En ahlaklı yada takvalı millet biziz kim diyebilir? Mutlaka övüneceksen bununla övün tabi övünebiliyorsan yoksa hamasi nutuklarla bir yere gidilemez. Gidemiyoruzda.


11-SOL YADA SAĞ BİZİ İFADE ETMİYOR.

Yaptığımız yerel bir ankette bizi siyasal yelpazenin neresinde gördüklerini sormuştuk. Bu noktada büyük ölçüde başarılı olduğumuz ortaya çıkmıştır. Anketörlerin büyük çoğunluğu bizi solcu yada sağcı olarak görmediklerini söylemiştir. Dolayısıyla bazı okuyucuların bizi sol politikalara uygun davranmamakla suçlaması anlamsız kalmaktadır. Biz siyasal yelpazenin dışında üzerinde bir yerdeyiz. Mutlaka bir isim vermek gerekiyorsa biz Müslüman Aleviyiz. Bu yeterlidir. Tabi buradan Müslüman olmayan Alevilerde mi var gibi bir anlam çıkarılmasın çünkü her Müslüman alevi değildir ama her alevi müslümandır. Aksini söyleyen, yada söylemeye çalışan insanların Alevi olmadıklarını kendilerini ve çevrelerini aldattıklarını artık herkes öğrenme sürecindedir.

12-HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIĞIZ.

Hiçbir doğmamız yada tabumuz yok. Hakarete varmayan düzeyli düzeysiz, bilimsel veya bilim dışı her türlü eleştiriye açığız ve bunların cevabını da özelde veriyoruz. Açık sözlülük ve şeffaflık ta bizim genel Alevi karakterimizdir. Hiçbir popüler yada makyavelist derdimiz yok zira bizler dünyanın yada halkın yada devlet kurumlarının razılığını değil, Allah’ın Rızasını kazanmayı umut ediyoruz, önemsiyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.