AleviSesi

Alevilik, Hz. Ali (a.s)'ın yolundan gitmektir.

Güncel'e Alevi Bakışı

Alevilerin Siyasi Yorumları

Alevilik evrensel bir iddiadır. İnsanın toplumun ve kainatın yorumunu yapar. Alevi bakışı sorunlara açıklık ve çözüm getirir. Dolayısıylada Alevi bakışı insanı ilgilendiren her konuya duyarlıdır, toplumu ve kainatı ilgilendiren her sorunu irdeler. Oniki İmamların taşıdıkları değer ve ilkeler yaşanmış ve yaşanacak olan bütün çelişkileri çözmek iddiasındadır. Alevilikte kayıtsızlık, çözümsüzlük, çaresizlik ve şaşkınlığa yer yoktur. Çünkü Allah’ın, Peygamberin ve Oniki İmamların tavsiye ettikleri yol dosdoğru bir yoldur. Bu yolun yolcuları topkı önderleri olan Oniki İmamları ve onların dostları gibi eğilmez ve bükülmezdirler.

Biz Anadolu topraklarında yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan Aleviler olarak ülke sorunlarına kayıtsız, duyarsız ve tarafsız kalamayız. Bu nedenle de son yıllarda gündemi oluşturan dini, siyasi ve ekonomik konular hakkında ki tahlil yada çözümlerimizi söylemek durumundayız. Kabul edilir veya edilmez; ancak biz sözümüzü söyleriz. BİZLER YEZİDİN SARAYINDA YEZİDE MEYDAN OKUYAN HZ. ZEYNEB’İN ÇOCUKLARIYIZ. Değerlendirmeyi okuyucularımıza bırakıyoruz.

… İŞSİZLİK, Çok ileri boyutlara varmıştır. Ülkenin genç nüfusunun önemli bir sorunudur. Kapitalizmin yada liberalizmin etkisidir. Sömürü düzeninin yada paylaşım bozukluğununda belirtisidir. Bu sorunun siyasal iktidarlarca iş vaadleriyle, üniversite ve askerlikteki sürelerle, stajlarla, sınavlarla, mülakatlarla, trafik kazalarıyla yada savaşlarla çözümlenmesi dışında bir tek çözümü vardır. Buda kapitalist sömürüye karşı fakirlerin, mazlumların, zayıfların birleşmesi yoludur. Belli ilkeler ve bilinçli önderlikler etrafında güç birliğiyle, dayanışmayla ve küçük değerlerin birikimiyle bu sistem içerisinde dahi birşeyler yapılabileceği kanaatindeyiz.

… MEDYA, Kamuya yada  özel kişilere ait basın-yayın organları doğal olarak kendi efendilerinin sözcülünü yapıyorlar. T.V.’ler ve gazeteler kendi görüşleri doğrultusunda halkı yönlendirmeye çalışıyorlar. Sol’un ve Sağ’ın her türlü renginin basın ve yayın organlarınca ifade edildiği ülkemizde SADECE VE SADECE ONİKİ İMAM FİKİRLERİNE SANSÜR UYGULANIYOR. Medyada ki bütün zalimler birtek konuda çok iyi anlaşıyorlar.Alevi halkı medyanın bu tavrını çok iyi tahlil etmeli ve tüm haberleri buna göre değerlendirmelidir. Alevilik konusunda herkesin konuşturulduğuna  ancak sadece Oniki İmam dostları olan gerçekten Alevi olan kişilerin konuşturulmadığına dikkat edilmeli ve bu konu gündeme getirilmelidir.

… TÜSİAD RAPORU, Bu sistemin pastasından en çok pay alan bir kuruluşun hazırladığı bu rapor,  sistemin tıkandığının ve çürüdüğünün bir kanıtı olarak görülmelidir. Eğitimden, adaletten, sağlıktan ekonomiye kadar her alanda tıkanıklık söz konusudur.  Tüsiad raporu itirafnamedir. Timsah; gözyaşları dökmektedir. Ancak eklemeliyiz ki halk bilinçli bir şekilde müdahele edmediği sürece çözüm bulunamaz. Çünkü çözümü getirecek siyaset de çürümüş ve tıkanmıştır. Halk muhteşem gücünü ve iradesini ortaya koymalı ve siyaset üretecek temsilcilerini kendi içinden ve bizzat seçmelidir.

… TARİKATLAR, Anadolu’daki islami yapılanmanın en önemli ayağının bu güne kadar açığa çıkarılmayan yüzünü ve pis kokusunu gösteren işler olurken bunu fırsat bilenislamdüşmanlarınında gerçek yüzleri açığa çıkıyor.

Yakup Kadri’nin “YABAN” romanında anlattığı bektaşi tekkesinde olanların diğer tarikatlarda da olduğu görülüyor.

… SUSURLUK, Emperyalist yöntemin pratiği “GÜCÜ GÜCÜ YETENE”’dir. Bu yöntem ahlaki hiçbir sınır tanımaz. Silah kaçakcılığı da yapar, içki kaçakcılığıda yapar. Gerektiğinde faili meçhul cinayetler yapar, gerektiğinde esarar kaçacılığı yapar. Yasalarla bunların yasaklanmış olması önemli değildir. Çünkü emperyalist yöntem teoriden çok somut gerçekliktir. Çok büyük  bir pastadan pay almaktadır. Halk ve halkın gerçek temsilcileri sahnede olmadığı için olup bitenlere baktığımızda bu işin hesabınında mahşere kalacağı görüntüsü var, yada birkaç cılız kurban ilahlara kurban edilebilir. Bu konuda meclis araştırma komisyonunda üyelerce de ifade edilen bir sorun çok dikkat çekici geliyor. Çetenin meclisteki, emniyetteki, aşiretlerdeki ve medyadaki ayakları  hakkında konuşuldu ve yazılda. Ancak genelkurmay yada askeri düzlemdeki uzantıların varlığı yada yokluğu sorunu hiç konuşulmadı ve sorulmadı. Oysa silahlı kuvvetlerde bu halkın hizmetindeki bir unsurdur. Eğer halkın iradesi geçerliyse ve silahlı kuvvetlerde bu işlere bulaşmışsa tıpkı diğer unsurlardan hesap sorulduğu gibi buradaki buluşan kişilerdende hesap sorulmalıdır. Bu konunun yok sayılması tuhafımıza gidiyor, hele şu “FASA FİSO” kelimesi ve “ÇOCUKCA İŞ” nitelemeleri çok can sıkıcı geliyor. İşin gerceği KERBELA ÇOCUKLARI siyaseti yürütünceye kadar bu işlerin hesabı mahşere kalıyor….

… ÇEKİÇ GÜÇ, Herkesin rahatsız olduğu ama bir türlü kovamadığı bir güç olarak halen tepemizde duruyor. Bir farkla ki ismi KEŞİF GÜÇ olarak değiştirildi.  Böylece büyük şeytan Amerika’yı, Türkiye’den kovalamanın nutuk atmakla olmayacağınıda herkesanladı sanıyoruz. Anlaşıldığını umut ediyoruz.

… HÜKÜMET, Refah-Yol denemesi sayesinde iktidar olmayan ve hükmedemeyen hükümetlerce yönetilmenin bir örneğini daha yaşadık. Karıncadan büyük koyunlar, koyundan büyük develer, deveden büyük fillerin olduğunu bundan sonraki siyasilerin anlaması için uygun bir model seyrettik. Koalisyon olmakla tek başına iktidar olmak arasında sistem açısından bir fark olmadığının anlaşıldığını umuyoruz. Bu aşamada bundan sonra hiçbir parti “BİZİ HİÇ DENEMEDİNİZ” demez umuyoruz.

… DARBE, Eğer dünya ve Türkiye konjöktüründe çok önemli değişiklikler olmayacaksa, Türkiye’de askeri bir darbe olmayacaktır. Çünkü zaten Asker’in ve polisin hemen hemen tüm talepleri siyasal iktidarlarca yerine getirilmektedir. Kaldı ki hükümetlerin yada hükümet dışındaki partilerin asker ve polislerle aralarında uzlaşmaz çelişkileride mevcut değildir.

… KORKU, Türkiye türündeki ülkelerde sürekli gündemde tutulan bir kavramdır. Bu şekilde halk KOYUNLAŞTIRILIR, UYSALLAŞTIRILIR VE GÜDÜLÜR. Sömürü ilişkileride bu çercevede devam edip gider. Değişen sadece korkunun türleridir. Bir dönemler boşeviklerle korkutuluyorduk, her bahar onların geleceği haberini alıyorduk, şimdilerde ise irticayla korkutuluyoruz. Alevilerin ve diğer müslümanların en çok Allah’tan korkmaları gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Korkuyu yenmeyi öğrenmeliyiz, KERBELA BUNU ÖĞRENMENİN EN SAĞLAM OKULUDUR. KERBELA’YI ÖĞRENMELİYİZ.

… LAİKLİK, Ne olduğu, sınırları açık, seçik ve net olarak yasalara yazılmadığı sürece, sözlü değil yazılı bir şekilde önümüze konulmadığı sürece yorum yapmayı saçma buluyoruz. Oniki İmamların öğretisine göre Alevi bir şahısne olduğunu açıkca bilmediği yada açıkca ortaya konulmayan bir şeyin peşine düşmez. Bu nedenle anayasa ve diğer kanunlarca bütün sınırlar açıkca belirtilmeyen bir kavramın gözü kapalı askerliğini biz aleviler olarak yapmayız. Ayrıca bütün islam düşmanlarınında somut pratikte bukavramın arkasına saklanmalarıda tuhafımıza gidiyor.

… ORTADOĞU, Şeytanların fikrini biliyoruz. Arap şeyhleri ve sultanları yerinde kalmalı ve korunmalı, petrol fiatlarını onları koruyan efendileri tesbit etmeli ve müslümanların yer altı zenginlikleri talan edilmeli, birbirine düşürülmeli ve anti emperyalist fikirleri yayanları şahıs ve ülke bazında terörist ilan etmeli ve halk böyle kandırılmalı. Müslümanların en büyük düşmanı ABD ve İsrail ise dost ve müttefik ilan edilmeli. Alevi bakışı ile görünen.

… DEVLET, Tepesinde sürekli bir kavga hali mevcut. Bu kavga ilkelerdeki çelişkilerden değil ulusal ve uluslar arası düzlemdeki pasta paylaşımlarından kaynaklanıyor.

… ALEVİLİK, Kendisini Alevi kabul eden ve örgütlenerek sorunlarını anıtkabiri, cumhurbaşkanını, başbakan yada bakanları ziyaret ederek, ağlayıp sızlanarak yada taleplerde  bulunarak çözeceğini zanneden şaşkınlara çok üzülüyoruz. Kendi ellerimizde olan çözümübaşkalarında zannediyoruz. Halbuki onlar çözümün değil sorunun parçasıdırlar. Oniki İmam yolunu onlar değil yayacağız, hemde onlara rağmen çözüm kendi ellerimizdedir. Sorunda  kişilerin payı daha az iken sistemin payı daha çoktur.

… PARTİLER, Genel ilkemizi birkez daha hatırlatıyoruz. Bizler EHL-İ BEYT’İN DOSTUNA DOST, DÜŞMANINA DÜŞMANIZ. Bu anlamda, bu aşamada çok özel istisnalar dışında seçim sandığına gitmeye bile gerek kalmıyor.

… SİYASET, Siyaset halka yol ve yön göstermektir. İzzetli ve şerefli bir uğraştır. Siyaset her yerde ve herkesce yapılabilmelidir. Memur, amir, asker, polis, işçi, köylü, herkes siyaset yapmalı ve fikirlerini açıkca söylemelidir. Sözü olan söylemelidir. Cami’de de, kışlada’da, okulda’da mecliste’de serbestce yapılabilmelidir. Pratik,  teoriye uymalıdır. Yasalar yeniden ve buna imkan sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.

… SEKİZ YILLIK EĞİTİM, Bu konuda konuşan tarafları ciddiye almayın, bu konunun hem topluma hemde özellikle Alevilere bir faydası yoktur. Siyasal sistemin küçük bir iç çelişkisidir. Eğitim sistemi çürümüşken, kaçyıl eğitim yapılacağını konuşmak önemli değildir. Gündemi saptırmak ve göz  boyamaktan öte bir şey değildir. Önce eğitimin amacı belirlenmeli daha sonra yöntemi/şekli belirlenmelidir.

… GÜNEYDOĞU SORUNU, Ortada Türkiye ekonomisini sallayan, ülkemiz insanlarını rahatsız eden emperyalist çıkışlı reel, nesnel bir huzursuzluk vardır. Ülkemiz için bir kaos hali mevcuttur. Emperyalistler tarafından Türk ve Kürt  faşizmini besleyen bir durum sözkonusudur. Bir çok gerçek sorunumuz, bu emperyalistlerce beslenen kaos yüzünden gündeme bile getirilmez hale gelmiştir. Yine hatırlamalıyız ki bu sorun dünyanın yeniden düzenlendiği günümüzde ülkemizin dünyaya açılmasını engellemektedir.

Çözüm İSLAM KARDEŞLİĞİNDEDİR. Çözüm BARIŞ İÇİNDE KARDEŞCE YAŞAMAKTADIR. ÇÖZÜM SİYASAL VE KÜLTÜREL İLİŞKİLERİN GELİŞTİRİLMESİNDEDİR. Herkes bunun için çaba harcamalıdır.

… EHL-İ BEYT KURULTAYI, Geçtiğimiz aylarda İstanbul’da bir kurultay düzenlendi. Bu kurultay yada toplantıya Alevilik adına ve Alevi oldukları iddiasıyla bazı dernek ve vakıf temsilcileri katıldı. Ancak süreç içerisinde birbirlerinden çok farklı fikirlerin savunulduğu görüldü. Hatta birbirine benzemeyen sonuç bildirgeleri yayınlandı. Alevilik konusu fikirsel, ilkesel alanda kendi asli zemini’ne yani Kur’an ve Ehl-i Beyt çizgisine oturmadığı sürece bu tip beraberlikler bir çözüm getirmeyecektir.

Bu tip diyalog çabaları birlik ve beraberlikten çok insanların birbirlerini daha yakından ve daha sağlıklı tanımaları konusunda bazı avantajlar sağlayabilir. Süreç izlendiğinde gerçek niyetlerin ortaya çıkacağını biliyoruz. Tebrik etmek yada mahkum etmek yerine İHTİYATLA İZLEMEK gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.